بَاب
فِي
الْوُضُوءِ
مِنْ
النَّوْمِ
79. Uykudan Dolayı
Abdest Almaya Dair
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
مُحَمَّدِ
بْنِ حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا
ابْنُ
جُرَيْجٍ
أَخْبَرَنِي
نَافِعٌ
حَدَّثَنِي
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
شُغِلَ
عَنْهَا
لَيْلَةً فَأَخَّرَهَا
حَتَّى
رَقَدْنَا
فِي الْمَسْجِدِ
ثُمَّ
اسْتَيْقَظْنَا
ثُمَّ رَقَدْنَا
ثُمَّ
اسْتَيْقَظْنَا
ثُمَّ
رَقَدْنَا
ثُمَّ خَرَجَ
عَلَيْنَا
فَقَالَ
لَيْسَ
أَحَدٌ
يَنْتَظِرُ
الصَّلَاةَ
غَيْرُكُمْ
Abdullah b. Ömer (r.a.)
şöyle demiştir: "Bir gece, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatsı
namazından meşgul edilip (namazı) geciktirdi? O kadar ki, biz mescidde uyuduk.
Sonra uyandık, tekrar uyuduk, uyandık tekrar uyuduk. Nihayet Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) bizim yanımıza (mescide) geldi ve "Sizden
başka namazı bekleyen kimse yoktur" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
mevakit; Müslim.mesacid; Ahmed b. Hanbel
AÇIKLAMA: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
mescidde kendisini bekleyen sahabilere “Sizden başka namazı bekleyen kimse
yoktur" buyurması onları teselli içindir. Yani, başkaları namazlarını
bırakıp yattılar, siz ise, camide namazı bekliyorsunuz. Bu beklemenin fazileti
sadece size vardır başkasına değil,, demektir.
Hadiste
ashabın uyuyuş sekilerine veya uyandıktan sonra abdest alıp almadıklarına dair
bir açıklık yoktur. O halde hadisten ashabın ya abdestin bozulmayacağı bir
şekilde uyuduklarını ya da uyandıktan sonra abdest alıp namazlarını o şekilde
kıldıklarını anlayabiliriz.
Uyumanın
abdesti bozup bozmadığı hususunda Alimler arasında görüş ayrılıkları vardır:
1.
Ebu Musa el-Eş'ari, Said b. el-Müseyyeb, Ebu Miclez, Hamid b. Abdurrahman,
A'rac, Evzai ve Şiilere göre, her ne suretle olursa olsun uyumak abdesti
bozmaz.
"Namaza
kalktığınız zaman yüzünüzü yıkayınız..."[Maide 6] mealindeki ayeti delil
olarak ileri sürüp, "Allah Teala'nın abdesti bozan şeyleri haber vermiş,
bunlar arasında uyumayı saymamıştır" derler.Sünnet'ten delilleri de Ebu
Hureyre'den rivayet edilen, "Abdest ancak ses veya kokudan dolayıdır"
hadisi şerifidir.
Ancak,
bu ayet ve hadisten bunların anladığını anlamak mümkün değildir. Çünkü, ayet-i
kerime abdesti bozan şeylere mahsus değildir. Nitekim ayette abdesti bozan
şeylerin tümü sayılmamıştır. Mesela, idrar zikredilmemiştir. Sünnetten delil
gösterdikleri Hadis ise, abdesti bozan şeyleri haber vermek için değil, kişinin
yellenip yellenmediği hususundaki şüphesini defetmek için varid olmuştur.
2.
Hasan el-Basri, Müzeni, Ebu Ubeyd, Kasım b. Sellam, İshak b. Rahuye ve ibn
Münzir'e göre, ister oturarak, ister yatarak her türlü uyuma ile abdest
bozulur. Bunlar Hz. Muaviye'nin rivayet ettiği şu hadisi delil kabul etmişlerdir.
--- Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Göz, dübüriin bağıdır. Gözler
uyuduğa zaman o bağ çözülür." (Darakutni).
Bu eserde 203 numarada gelecek olan hadis de bu görüşün
delillerindendir. Bu görüşte olanlara,
"bu hadisler zayıftır, sıhhatlerinin farz edilmesi halinde mütemekkin
olmayan uyuma şekillerine hamledilirler" diye cevap verilmiştir"
3.
Zühri, Rabia, Evzai, Malik ve Ahmed'den bir rivayete göre uyuma şekline
bakılmaksızın çok uyuma abdesti bozar, az uyuma bozmaz. Bunlar, bundan sonraki
Enes Hadisi'ne dayanırlar. O hadiste Ashab'ın başlarının öne düştüğünden
bahsedilmektedir. O da, az uykuda mevzuu bahs olur.
4.
Şafiilere göre kişi mak'adını yere tam yerleştirmiş vaziyette uyursa abdesti
bozulmaz. Aksi halde bozulur. Uyumanın az veya çok, namaz içinde veya namaz
dışında olması arasında fark yoktur.
Üzerinde
durduğumuz hadis ile 201 ve 202 numarada gelecek olan Enes ve ibn Abbas
hadisleri, Şafiilerin delilleri arasındadır. Bu hadislerdeki uyuma şekli,
oturup mak'adı yere yerleştirerek uyumaya hamledilmiştir. Şafiilere göre
uyuklamak suretiyle abdest bozulmaz.
Hanefilere
göre, kişi uzanarak, bir şeye dayanarak veya yaslanarak uyur, dayanıp
yaslandığı şey çekildiği takdirde düşecek durumda olursa abdesti bozulur.
Çünkü, abdesti bozan şey uyumanın kendisi değil, uyku esnasında abdest bozucu
yel veya kokunun zuhur etme ihtimalinin galip olmasıdır. Nitekim, biraz önce
geçtiği gibi, "gözler mak'adın bağıdır" Hadisi de buna işaret
etmektedir. Bu durumda adeten bir şeyler çıkabilir. adeten sabit olan bir şey
de gerçekten varmış gibi kabul edilir. Bir şeye dayanmak veya yaslanmak da,
mak'ad yerden kesildiği için mafsalların irtibatını izale eder. Bu şekilde de
istirahat son haddine varmış sayılır.
Ayakta,
bir yere dayanmadan, rükuda, secdede veya oturarak uyumak ' ise abdesti bozmaz.
Bu şekildeki uyumanın namaz içinde veya namaz dışında olması arasında fark
yoktur. İnsan, yanında konuşulan şeylerin çoğunu işitecek şekilde yatarak da olsa ayaklarsa
abdesti bozulmaz. Yanımla konuşulanların çoğunu İstemeyecek derecede uyuklarsa
bozulur.
Hanefiler;
ibn Abbas'dan rivayet edilen şu hadis'e dayanarak abdestin, namaz içinde
uyumaktan bozulmayacağı hükmüne varmışlardır. Şöyle ki: "ibn Abbas
Resulullah'ı secdede iken, horlayıp üfler gibi ses çıkarıncaya kadar uyurken
gördü. Resulullah (s.a.v.) kalkıp namaz kıldı. Bunun üzerine "Ya
Resulullah sen gerçekten uyudun" dedim. "Ancak yatarak uyuyana abdest
lazım getir. Çünkü, uzandığı zaman mafsallar gevşer" buyurdu."
(Tirmizi, Ebu Dayud, Ahmed b. Hanbel Taberani, ibn Ebi Şeybe, Darakutni) '
Resulullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Oturarak, rüku halinde iken veya secde
ederken uyuyana abdest gerekmez. Abdest ancak uzanarak uyuyana lazımdır. Çünkü,
İnsan uzanarak uyuduğu zaman mafsalları gevşer."
Hidayede
mezhebin görüşüne esas olarak bu Hadis verildiği halde, Nasbu'r-raveMe bu
hadisin bu lafızla garip olduğu, meşhur olanın, bundan evvel tercemesini
verdiğimiz lafızla olduğu kaydedilmiştir.